ZIRTTO

1947’lerin sonu idi. Amcam Mehmet Sever Elazığ
Adliyesinde mübaşir. Ben orta okul son sınıftayım. Dün
gibi anımsıyorum. Bugüne kadar unutamadım.
Leblebiciler sokağını bilirsiniz. En renkli çarşımız.
Giysileri ile rengarenk, esnafları ile tadına doyum
olmayan bir çarşı. Okul çıkışı oradan geçiyoruz.
Hergün iki fasıl. Zira evin yolunun üzeri idi orası.

Amcam,”Bedri, yarın arkadaşlarınla mahkemeye gelin.
çok ilginç bir dava var. Dinlersiniz “dediğinde ,
biraz şaşırdığımı söylesem yalan olmaz.

Olay özetle şöyle gelişmiş. çarşida nükteleriyle,
yerel deyimleri kullanmasiyla ünlü temayüz etmiş,
herkesin sevdigi Harputlu Ismail Emmi bir suç işlemiş.
Onun davasi görülecek. 60’in üstünde nur yüzlü, aklina
estigi zaman traş olan, kah sakalli ,kah sakalsiz,
Ismail Efendi hakaret etmiş bir kalem efendisine.
Atandigi Elazig Hükümet Kaleminde görev yapan bu kalem
efendisi, yapraklarin dökülmeye yüz tuttugu bir hazan
günü, öglen tatilinde leblebiciler çarşisinda gezmeye
çikar. Ismail Emminin dükkaninin önünde durur. Leblebi
dolu telislere göz gezdirir. Eliyle parasini yoklar.
Kapi önüne yigili yumuşak telislerdeki leblebilerin
önünde dolaşir durur.

Kimisi tuzlu, kimisi çifte kavrulmuş, kimisi tuzsuz
leblebiler... Saglamlari tarti ile, kiriklari tasla
satilan taze, herkesi imrendiren leblebiler. Kalem
efendisi, her çeşitin fiyatini sorar, Ismail Emmi’ye
... Ve hemen cesaretle kararini verir

-“Bana en iyi tuzlu leblebiden 10 kuruşluk ver “der.

ısmail Emmi.

-“O leblebi için 10 kuruş çok az olur beyim, sana
kirik leblebi vereyim”der

Vay senmisin bu lafı söyleyen. Genç memur kızar,
köpürür.

-Bana hakaret edemezsin.Ben sağlam leblebi istiyorum.
Sana haddini bildireceğim..

Diyerek el kol hareketi yapar. ısmail Emmi’nin tepesi
atmıştır.

-Hadi oradan zırtto , diyerek içeri girer.

Ve kendi, kendine

-“Sen ne anlarsın leblebiden, senin ağzın leblebi
yemez”diye konuşur ve müşteriyi kovar.

Dava konusu işte bu ..Önemsiz bir olay diye
gülümsüyorsunuz belkide... Ama duruşmada bulunsaydiniz
hiçte bu şekilde düşünmezdiniz.

Dilekçe ile konu hakimin önüne gelir. Dava
konusu”Küfür ve Hakaret”gün verilir. Hepimiz
salondayız. Celse açılır.

ısmail Emmi elinde kasketi önünü ilikleyerek pos
bıyıkları ve haşmetli haliyle “Sanık” bölümünde esas
duruşta beklemeye başlar. Usulen sorulan kimlik
tespitine ilişkin suallere cevap verir. Davacıyada
aynı sorular sorulur.

Hakim

-ısmail Efendi, sen bu adama hakaret etmişsin. Küfür
etmişsin. Sen esnafsın. ınsan velinimeti müşterisine
küfür edermi?

ısmail Emmi

-Ben ona küfür müfür etmedim. Ne demişim hakim bey,
ben bilmim.

-Etmişsin, etmişsin

-Peki ne demişim

-Sen söyle memur bey, ne dedi sana, leblebici,

Memur hiddetle;

-Bana küfür etti. Zırtto dedi.

Hakim

-Bak işte, müşterine “Zirtto”demişsin...

-Eyide beg Zırtto küfür değil ki, Bizde zırtto
densizlere , boş adamlara, işe yaramayanlara, eme
geçmeyenlere denir hakim beg.Bunun neresi küfür
dediysede,

Karşi taraf:

-Küfürdür hakim bey, düpedüz küfür. Bir bilene sorun
diye diretir.

Hakim dinleyicilere döner...

-Zırttonun ne demeye geldiğini, bilen varmı?

Duruşmada hazir bulunan Helvaci Ekrem Efendi,

-Ben bilirim hakim bey

Der ve bilir kişi olarak huzura alinir. Konu
bilirkişiye ayrintili olarak anlatilir ve hakim sorar.

-Söyle bakalım Ekrem Efendi, bu adam bu adama Zırtto
demiş ... Bu küfürmüdür, hakaret sayılırmı, ”Zırtto”
ne demek.

Ekrem Efendi, biraz şaşkin , biraz heyacanli olarak

-Bu kadar adam, bu mahkeme, senin gibi değerli bir
hakim, oturmuşn ”Zırtto” davasınamı
bakıyorsunuz.Vallaha söyleseler inanmazdım.

Hakim

-Sen onun o tarafına karışma. Sana ne soruluyorsa ona
cevap ver. ”Zırtto” nedir söyle.

Ekrem Efendi

-Densiz, işe yaramamiş, gendini begenmiş,hafif
alayimsi bir tabirdir hakim bey.

Hakim

-Mesela ne gibi, muşahas bir örnek göster.

Ekrem Efendi “Müşahhasi”, ”Somutu” ne bilsin. Ama
örnek göstermeside zor degildi, hemen eliyle davaciyi
göstererek

-“Zırtto” işte bunun gibi adamlara denir.

Hakim, mahkemede bulunanlar gülmeye başladilar. Biz
bastik kahkahayi.

Dava düşmüş kalem efendisi mahkemeyi fuzulen işgalden
2,5 lira para cezasina çarptirilmişti. Elinde kasketi,
her soruya elini kulagina götürüp ”Ne dedin hakim beg”
diye soran Ismail Emmi adliyeyi terkederken, işin
farkinda bile olmamişti.

Kendi kendine

-Helvacı Ekremde o kadar kişi arasından “Zırttoyu” eyi
buldu. “Helal olsun” diye söylenerek leblebiciler
sokağının yolunu tutar.

BEDRı SEVER

Kaynak: Elazığ kültür ve tanıtma vakfı dergisi