Geyik Ne Melersin?
[Fethiye'nin Günlükbaşı köyünden Mustafa Topcu'dan derlenmiştir]
Güney Anadolu da, Akdeniz'e paralel uzanan Toros
sıradağları, karlı doruklarıyle, mavi Akdeniz'in,
yücelerde patlayan ak köpüklü dalgalarıdır sanki...
Toros sıradağları arasında coşkun dereler ve ince-uzun
ovalar vardır. Bu yörenin insanları doğaya,
dolayısıyla her türlü yaban yaratığına yakındırlar.
Çokluk Türkmenler, tahtacılar yaşar Toros'larda.
Yıl boyu sürü güdüp tahta biçen tahtacılar, güz
geldimiydi, doğru Elmalı'mn Akçainiş köyü yakınındaki
Tekke mevkiinde alırlar soluğu. Fethiye'den
Antalya'ya, Kaş'tan Korkuteli'ne dek yöredeki tüm
Aleviler, kurbanlarını burada keserler. Çünkü Hacı
Bektaş-ı Veli'nin önde gelen müritlerinden Abdal Musa
tekkesi buradaydı bir zamanlar.
Hacı Bektaş-ı Veli, Abdal Musa'nın yetişip
olgunlaştığım görünce O'na [el vermiş]ti.
Bektaşilikte [el vermek], [tamam, sen piştin]
demek...
Abdal Musa, [pir] inin elini öptükten sonra, O'nun
elçisi olarak, Bektaşiliği yaymak üzere, Elmalı'ya
gelip, Akçainiş köyü dolaylarına yerleşmiş. Öylesine
bilgili, öylesine güçlü bir kişiymiş ki; kısa sürede
çok büyük bir yandaş (taraftar) kitlesi toplamış.
Aradan yüzyıllar geçtiği halde, o yöreler halkı hala;
Abdal Musa'nın kudretini hayranlıkla anlatır. O'nun
gösterdiği mucize ve yaptığı işlerin çoğu halk
arasında söylenceleşmiş (efsaneleşmiş) tir.
Bir geyikle şakalaşmasını dile getiren söylenceyse,
Fethiye-Antalya arasının en, ilginç türkülerinden
birine konu olmuştur :
Abdal Musa bir gün, yenice yavrulamış bir geyikle
karşılaşmış. Geyiği sınamak için, yavrusunu bir kazana
saklamış. Geyik melemeye, yavrusunu aramaya başlamış.
İşte o sıra Abdal Musa ile geyik arasında geçen
söyleşi, kırk dörtlüklük (kıt'alık) bir şiir
oluşturmuş. Bugün türküde genellikle beş dörtlük
söyleniyor.
Aşağıda sunduğumuz sözlerin birinci, ikinci ve
dördüncü dörtlükleri Abdal Musa'nın; üçüncü ve beşinci
dörtlükleri geyiğin ağzından söylenmiştir :
[Geyik ne melersin
Dağı taşı delersin
Bir yavrunun yolu
Geyik ne çok melersin?
Adayıp atandadır İskilip'ine ereyim
Okuyup yazandadır Gonca güller dereyim
Geyik ne ararsın dağı taşı Beriye geliver geyik
Yavrun bu kazandadır. Ben yavrunu vereyim.
Adayıp atand'dolsun İskilip'ine eremem
Okuyup yazand'olsun Gonca güller deremem
Benim yavrumu alanın İnsanoğlu çiğ süt emmiş,
1ki gözü körolsun. Sözüne
güvenemem...]
Kaynak:
Ahmet Günday
Bağlama Metodu
Notaları ile Halk Türküleri
ve Türkü Hikayeleri Nisan 1977