Ferayi'dir Kızın Adı



Şu bizim Milas, tarih boyunca iki uygarlığa başkentlik

etmiştir. İlkin Halikarnassos'tan (Bodrum'dan) önce

Karya Krallığına; daha sönra da Menteşe Beyliğine.



Menteşe beylerinden Yakup'un oğlu İlyas, av meraklısı,

dağlar sevdalısıymış. Silahını omuzladığı gibi,

dağlara düşermiş. O dağ senin, bu dağ benim. Hani,

bizim Muğla'mızın dağları da dağdır ha. Adam, avcı

olmasa bile aç kalmaz Muğla dağlarında. Mevsimine göre

çıntar (mantar) toplar, közde kebap edip yer.

Mersindi, çilekti, geyik elmasıydı, haruptu, incirdi;

doyurur karnını. Sözün akışını değiştirmiyelim; İlyas

Bey'den anlatıyorduk: Bu İlyas Bey, bir ilkyaz günü

Muğla dağlarında av ardında koşuyormuş. Göktepe

dolaylarında olacak; dünya güzeli bir Yörük kızına

rasgelmiş. Bilinir ki; Yörükler yazı yaylada, kışı

yazıda (ovada) geçirirler. İlyas Bey; bu becene(ıssız)

dağ başında bir güzeller güzeliyle karşılaşınca

şaşırmış:



- İn misin, cin misin? diye sormuş. Kız:

- Ne in'im, ne cin! Sencileyin bir insanım.

- Peki, ne arıyorsun bu dağ başında?

- Kuzularımı, oğlaklarımı güderim. Ya sen?

- Ben mi? av avlayıp kuş kuşlardım ki; bugün bahtım

karşıma seni çıkardı. Adın ne senin?

- Ferayi.

- Ferayi. Ferayi. Ferayi...

- Benim Türkmen adımı Beyenmedin yalım "galiba"?

- Yoo. Çok Beyendim de, Beyendiğimden, düşürmem adını

dilimden.

- Ya senin adın ne? Neyin nesi, kimin fesisin?

- Adım İlyas. Yakup beyin oğlu.

- Ooo. Beyimizin oğlu beyimiz onurlandırmış obamızın

konduğu yerleri. Ne mutluluk canımıza. Hadi,

çadırımıza buyur da, bir tas ayran sunayım sana.

Açsındır, çökelek çıkarayım.



İlyas Bey, Ferayi'nin sunduğu çökeleği bazlamaya sarıp

yemiş, tas tas ayran içmiş. Bir yadan da, Ferayi'yle

evlenmeyi kafasına koymuş, içini açmış:



- Benle evlenir misin Ferayi?

- Bunu anam-atamla konuşman gerek bey..



İlyas Bey dönmüş Milas'a. Anasına iletmiş kararını:



- Ana can, hep, benim evlenmemi ister durursun değil

mi?

- Hemde nasıl! Hayrola, buldun mu yoksa gönlünün

sultanını?

- Buldum ana. Senden dileğim odur ki; dileğimi bey

babama açasın.

- Olur oğul. Kim ki gelinimiz olacak kız?

- Göktepe'de oba kurmuş Yörük kızı Ferayi.



Yakup bey, adamlarından birkaçını yanına alıp, varmış,

Ferayi'nin obasına. Hoş-beşten sonra da çıkarınış

ağzında baklayı:



- Gelişimiz şundandır ki; diye söze başlamış...

"Bahçenizdeki gülü dermeye geldik, sizinle kardeşlik

olmaya geldik... Oğlum bir Beyenmiş Ferayi'yi, ben iki

Beyendim..."



Bey bu, sözü buyruktur. Ferayi'nin babası da

mırın-kırın etmemiş:

- Civan oğlun İlyas'a kız vermek, obamıza şan verir,

demiş.



Düğün hazırlıklarına tezelden başlanması

kararlaştırıldıktan sonra konuklar daha oturmamışlar.

Muştuyu İlyas'a ve halka vermek için, Milas'a doğru

yola koyulmuşlar.



Onlar obadan uzaklaşırken, Ferayi'nin ağabeyi Mıstık

dönmüş sürüyü yaylatmaktan. Neler olup bittiğini

sormuş babasına. Babası:

- Obamızın başına devlet kuşu kondu oğul! diye girmiş

söze; "Yakup Beyoğlu İlyas Bey, bacın Ferayi'ye gönül

koymuş ki; babası Ferayi'yi istemeye gelmiş..."



Mıstık:

- O İlyas olacak beyoğlu Ferayi'yi nerde görmüş? demiş

ve "Anlaşılan Ferayi onunla yavuklanmadan

(nişanlanmadan) görüşmüş. Ben bunu ar ederim. İlyas

kendine başka kısmet arasın" diye eklemiş. Nice ısrar

etmişlerse de, "nal" demiş, "mıh" dememiş Mıstık.



- Ferayi, bakmış ki başka yol yok; haber salmış İlyas

Bey'e:

"- Beni falan gün Kanlı Kapuz'un (kanyonun) ağzında

bekle. Ben çeyizimi sarı mayaya (dişi deveye) yükler

gelirim. Ordan da kaçarız birlikte..." İlyas Bey,

atlamış atına, kavil (buluşma) yerine doğru yola

düzülmüş. Gelin görün ki; Mıstık sezmiş olan biteni.

İzlemiş Ferayi'yi. Kanlı Kapuz'un başında yakalamış.

"Demek İlyas'la kaçacaksın ha?" diyerek, çekmiş

bıçağını, delik-deşik etmiş biricik bacısını. Sonra da

kendini, kapusun kara derinliklerine atmış. İlyas bey

kavil yerinde, çeyiz yüklü sarı mayayı başıboş

görünce, yüreği ağzına gelmiş. Az sonra da Ferayi'nin,

al kanlar içindeki ölüsünü bulmuş. Bunun üzerine İlyas

Bey ne yapmış, bilmiyoruz. Bildiğimiz bir yey var:

Halk usta, bu acılı öyküyü türküleştirmiş, dünya

durdukça çığrılsın; sevenlerin arasına kimse girmesin

diye:



Ferayidir gızın adı Ferayi de yandım aman

Esmer yarim de aman da Ferayi

Türkmen de gızı,katarlamış mayayı of yandım aman

Esmer yarim de aman da mayayı

Ninni ninna,ninni ninnana,nininih,ninaynam

Aman da aman Ferayi



Demirciler demir döğer,tuncolur öf yandım aman

Esmer yarim de aman da tuncolur

Sevip sevip ayrılması,gücolur öf yandım aman

Esmer yarim de aman da gücolur





Kaynak:

Ahmet Günday

Bağlama Metodu

Notaları ile Halk Türküleri

ve Türkü Hikayeleri Nisan 1977