DELİ HACININ EŞEĞİ

Olayı anlatan: Ziya Çarsancaklı

Harput’un meşhurlarindan Deli Haci’yi yaşlilarimiz
tanirlar. Bizler de duymuşuz.

Lök, babacan, müheykel ve aynı zamanda da hoş sohbeti
yanında patavatsız da konuşan kaba sesli bir zatmış.

Bir gün zamanın kıymetli bineği olan Mısır eşeği
dediğimiz rahvan yürüyen kır eşeğine binmiş ve doğruca
Mezireye, Arslan Beyin konağına misafir gelmiş.

Avluya girer girmez, başta konak agasi Pertekli
Mustafa Efendi olmak üzere uşaklar karşilamiş,
indirmişler.

Mustafa Efendi, Deli Hacı’yı koltuklamış selamlığa
çıkarırken Deli Hacı dönmüş:

-Bahan bah Mısdafendi, eşşeğimin ahşam yemini gendi
elinle ver, ele hızmeker mızmeker eline bırahma rica
ederim.

-Esdafurullah Hacı Beg, başım üsdüne.

Neyse girerler selamlığa, ev sahibi diğer
misafirleriyle oturmaktadır. Hep birden kıyam ederler.
Hacı Beyi üst tarafa oturturlar. Bir iki saat
sohbetten sonra akşam yemeği yenir. Tam sıra kahve
falında iken Deli Hacı kaba sesiyle top gibi gürler:

-Mısdafendi...

Mustafa Efendi içeri girer:

-Buyur Hacı Beg.

-E canım ne buyuram, sana da söz söledük. Eşşeğin
yemini elinle ver dedük.

-Verdük ya Hacı Beg.

Ses tonları iyice yükselir:

-Yoh vermediiin.

-E valla verdim işde.

O kadar insan içinde Mustafa Efendi kıpkırmızı olmuş.

-Billaha verdim, yalan mı sölim? Billaha vermedin,
benim eşşegim yalan sölemez.

Mustafa Efendi pür hiddet bir topuk üstüne geriye
döner, kahve ocağına girer ve yem işleriyle görevli
hizmetkâra bağırarak:

-Ula sen heyvanların arpasını vermedin mi?

Verduh ağa.

"Halla halla, ne belaya çattuh yahu...” der ve tekrar
odaya girer. Mustafa Efendi:

-Hacı Beg, bah işde eşşeğin yemi verilmiş.

-Verilmemiş Misdafendi, verilmemiş canim.

Mustafa Efendi mosmor kesilmiş ve ses tonu da Deli
Haci’ninkinden fazla:

-Kim söli verilmemiş?

-Eşşegim, eşşegim heç yalan sölemez.

-Yani eşşek dorgu söli de ben mi yalan sölim, der ve
çarpilmişçasina kapidan dişari çikar. Dogru ahira iner
ve tekrar selamliga döner. Mustafa Efendi’de renk
degişmiş, gayet yumuşak bir şekilde:

-Hacı Beg, senden af temenni ederim. Halbuki valla ben
elimle arpayı doldurdum, hızmekere teslim ettim. Meğer
o da kodu yemligin üst tarafında takaya goymuş,
heyvanın samanını vermiş, diğer heyvanları da
yemlemiş. O arpayı elece takada unutmuş. Vallaha
haklımışsın, gusur bizde.

-Yaa, gördün müüü Mısdafendi, eşşeğimin gattiyen
yalanı yohdur. Sölemez. Anırır, yemini ister.

Bu arada meclistekiler katıla katıla gülmektedir.

Kaynak: Kürsü Başi Dergisi