BAKŞICILIK



Dr.Yasar KALAFAT


Türk halk inançlarinin bilinmesi. Türk estetiginin felsefesinin, Türk hamasetinin kisaca Türk kimliginin bilinebilmesi itibariyle özel önem arzetmektedir. Kastedilen Kültürel Türklük olup genis kapsamda bir kimligin ifadesidir. Türk halk inançlarinin irdelenmesi ise Tengricilik. Kamizm, Baksicilik gibi Türklerin içerisinde dogup gelismis inançlarin irdelenebilmesi ile mümkündür. Bu inanç alemleri. Türklügün Kültür akrabaliklarinin tesbiti itibariyle zaruridir. Her vesile ile tesbitler yapilabilmelidir. Biz, kisa seyahatimizde Kazak Baksiligi hakkinda bilgi edinme imkani bulduk.

Almati'nin Tolgar bölgesi geçmiste Baksi Bölgesi idi. Tolgar Dagi. Tolgar Çayi Baksilerin etkinlik gösterdikleri dik yamaçlar arasindaki derin bir vadiden meydana gelmistir. Buranin havasi, suyu. bitki örtüsü. Baksilerin yapacaklari tedaviye çok uygundu. Baksiler sifali ilaçlarini bu ortamda yapiyorlardi.

Sovyetler döneminde yetim bir kiz ünlü bir Baksi olur. Çevreden yetim kizlari toplayip onlara Baksi egitimi yaptirmaya baslar. Sovyet rejimi Baksilere "Siz halk üzerinde etkilisiniz ya bizim politikamizin, rejimin propagandasini yapin yahut sizin faaliyetinize mani oluruz." derler. Baksiler "Biz ruhaniyetle ugrasiyoruz. Siz ruhu inkar ediyorsunuz." Diyerek teklifi reddederler. Ihtilaflari büyür ve SSCB yönetimi Baksilerin tesislerini yiktirir ve sulara dinamit koydururlar.

Baksilerin inancina göre Tolgar'dan alinan su insanin kanini temizlemektedir. Egitime alinan yetim kizlardan birisi. Kadin Baksi olur, bu su ve Tolgar'in sifali otlari ile Baksi inanç teknigine göre tedavi ederdi. Sifali sular gözelerden çikar. Baksiler suyu ne zaman ve nasil alacaklarini bilirlerdi.
Modern psikoloji egitimi görmüs Tschiminova Fatima Sagimbekovna, Baksi tedavi tekniginin parapsikoloji ile ilgisi oldugunu kendisini de Büyükannesinden Baksilik geçtigini, hastalarina uyguladigini tedavide bu vasfindan yararlandigini söylemektedir. T.Fatima Sagirnbekovnava göre "her insanin farkli anatomisi vardir. Baksiler tedavilerine bu gerçegi yansitmasini bilen kimselerdir. Bunlar Kur'andan yararlanan Müslüman kimselerdi. Baksilerin tesislerini yikan Sovyetler onlarin tedavi gerçeklerini de yagmaladilar. Tolgarlarda iki farkli çatisma oldu. Bunlardan ilkine Tolgar'in zengin bir yer olmasi Baksilerin buradan gelir saglamalari gerekçe olarak gösterildi. Ikinci çatisma inançlar arasinda oldu. Tolgar'da ve birçok yerde Baksiler Islamiyet'e sahip çikarlar. Kendilerinin Müslüman olduklarini söylerler ve öyle bilinirler. Islami temsil ederler. Prestijleri Hiristiyan misyonerlerini rahatsiz eder. Geçmisteki mücadele sadece ateistlere karsi olmadi. ayni zamanda Hiristiyanlara da karsi oldu.

Tolgarda SSCB döneminden evvelde Baksiler hakimdi. Burasi "Yedi Su" bölgesi ve ilçesi de Yedisu Reyonudur. Yedisu bölgesi ayni zamanda Almati'nin eski ismidir.

Tolgar Çayi ile ilgili bir de efsane var. Oldukça yeniye benziyor. Suyun karsi tarafina sevgiline ulasmak isteyen birisi bu köprüyü yapmistir. Köprünün her basamaginda bir niyet dilebiliyorsunuz. Köprünün 3 basamagi var.

Kazakistan'da ayni zamanda psikolog olan, diplomali ve muayenehanesi olan resmen hasta kabul eden çok baksi var. Baksi bir anne veya babadan Baksilik yetenegin geçmesinde erkek evlatlarin sansi daha fazladir. Baksilik ailenin bütün evlatlarina degil onlarin içerisinden ~birisine geçebilmektedir. Bazan Baksi bir ebeveynin bu gücü, araya bir iki nesil girmis olmasina ragmen, yeni kusaklarda tekrar çikabilir. Baksicilik sadece egitim veya sadece genlerle olusmamakta her ikisi de fonksiyonel olmaktadir. Baksiler arasinda erkek Baksi daha etkili iken, Baksi olmada genlerle geçen Baksilik de, sadece egitimle alinan Baksilikten daha etkilidir.

Baksilikle Islamiyet'in ayni kefeye konulmasi, Hiristiyan misyonerlerin karsisina Baksiligin ciddi bir mukavemetle çikabilmesini sagliyor. Baksiler Islamiyet'i bir süreç, Baksiligi de onun belirli bir dönemi olarak kabul ediyorlar. Müslüman olmadan evvel de Allah'in birligine inandiklarini ifade ediliyorlar. Baksiler kendilerini Müslüman olarak tanitiyorlar. Onlara göre Müslümanlik Baksi inançlarini içeriyor.
Bir Baksi "Hiristiyanlik ile Müslümanlik arasinda inanç çalismasi vardir" derken Baksilikle Hiristiyanlik arasindaki inanç ihtilafini kastediyor.

Hiristiyan misyonerleri, Tolgar'daki Baksi telkini ile tedavi yapilan çalilarin bulundugu yerlere, kendi haçlarim dikmislerdir. Bu tahtadan yapilmis hacin uzun olan gövde kesiminde yanlamasina egik vaziyette ikinci bir tahta çita vardir. Tolgar Dagindaki Kutlu Baksi Adak Agaci'na halk çesitli niyetler için serit bez parçalari baglarken, Hiristiyan misyonerleri de agacin hemen yanina haclarini dikerek açiktan rekabet baslatmislardir. Bu rekabet 100 yildir devam etmektedir. Burada etkinlik gösterenler Hiristiyan Provoslov mezhebindendirler. Provoslov inançli Hiristiyanlara göre Tolgar eski bir Hiristiyanlik merkezi ve Tolgar dagi da Hiristiyanlarin kutsal dagi idi.

Baksi inancinin dua uygulamasina göre, duayi yöneten Baksi'nin komutu üzerine duaya katilanlar halka olustururlar. Ellerin her ikisi de bos olmalidir. Gözler kapatilmali kollar parmaklar açik vaziyette bastan yukari dogru kaldirilmalidir. Herhangi bir kötülük düsünmemelidir. Zihin tamamen bosaltilmalidir. Bu esnada katilanlar baslarinin üzerinde beyaz bir bulut görürler. Ellerinin ignelendigini hissederler. Daha sonra Baksinin talebi üzerine katilanlar birbirinin ellerini tutarlar. Sonra rahatladiklarini hissederler ve sonra ellerini tuttuklari insanlar için niyet tutarlar.

T.Fatima Sagimbekovna, insanlarin çizgi ve hayal güçlerinden hareketle onlarin karakterlerini, kuskularini. ruhi sorunlarini hatta bedeni rahatsizliklarini söyleyebilmektedir. Bunun için katilimcilardan hayali bir hayvan resmi çizmelerini istemekte gerçekte olmayan bu hayvan resminden hareketle o sahsi tanitmaktadir.

T.Fatima Sagimbekovna, çizecegimiz resimlerden hareketle bize. bizi tanitacagini açikladigi toplantida bir salonda hepimizi bir masa etrafinda topladi ve "Hayalinizde gerçekte olmayan bir hayvani canlandirin ve onun resmini çizin" dede resimler çizildi. Resim sahipleri isimlerimizi resimlerimizin kösesine yazdik. Kagitlarimiz toplanildi ve masanin üzerinde sirayla dizildiler. T.F. Sagirnbekovna kagitlara bakarak su açiklamalari yapti.

"Nur: çok sey yapabilir. Mezotik enteresan bir yapisi var. Kisiligi çok zengindir. Yakin gelecekte istediklerini elde edebilecek ciddi bir insandir. Olaylari ciddiye alir. Enformasyonu hemen kullanmaz basari olur"

"Hüseyin, özel hayatinda durgunluk olmus geçmise dönmek istiyor. Sessiz kalmayi yegler önemli sorunlari analiz eder. Geçmise dönme konusunda ciddi bir karar olmalidir. Belki de gelecege yönelmelidir. Böbreklerin de tas var.

"Müjgan; insanlari kolay tanir. Bilgilidir. Kendi üzerinde çok çalismis. Istedigi noktaya gelebilir. O'nu çevresi dogru anlamis. O her seyi kendisine saklamayi basarmis. Ayagini çok zorlamasin.

"Alaettin: Cemiyet insanidir. Iletisimi kolaydir. Hos görülü heyecanli bir tiptir. Kendini sigortalamayi bilir. Çok fikirlesir. Problem çözme yetenegi vardir. Burada oturun akli baska yerdedir. Entelektüel potansiyeli vardir. Heyecanlanmamali.

'Resat: Yaratici, esnek, nazik bir karakteri vardir. Maksadi anlamayi bilir. Yaptiklarini önemsemez. ancak yaptiklari gelecekte hatirlanacak. Kendisine kaplica sulari gerekli saniyor. Bir yol var kapaniyor. Zamanla o yol açilacak.

"Nurten: Çocukken bir heyecan geçirmis bunu zaman zaman hissediyor. Yumusak bir karakteri var. Enformasyonu genis. Sevgisini sonuna kadar gösterir".

"Yasar: Çok seyler söyleyen ve anlasilan bir insan el kabiliyeti yazi yetenegi var. Eli ile dokunsa onu daha iyi anlar. Etki altinda birakir. Yaratici yetenegi var. Her firsatta yazar. Agir ve dogru karar verir. Kendini çok önemsemez çevresi ona daha çok deger verir. Basina ilkin sicak su sonra soguk su dökmelidir. Biraz dinlenmesi yararina olur. Yorulunca yüzünü yikasin basini sivasin".